Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Gökmen Hasançebi Kocaeli TV’ye konuştu. Gökmen Hasançebi 30 Temmuz 2024 tarihinden 19:30 yayınlanan Ayşegül KALAYCI ile GÜNDEM programına katıldı. Programın gündemini İzmir’de geçtiğimiz günlerde yaşanan ve iki vatandaşımızın ölümüyle gerçekleşen olay ile son günlerde ortaya çıkan “Orman Yangınları” , “Elektrik Kesintileri” ve “Elektrik Zammı” oluşturdu.
Gökmen Hasançebi konuşmasında şunları söyledi;
Fahiş Bedel, Eksik Hizmet;
Elektrik dağıtım şirketlerinin kullandığı altyapı kamu malı, verdikleri hizmet de kamu hizmetidir. Dağıtım şirketleri görev sürelerinin sonunda kamuya devretmeleri gereken elektrik şebekesini günün teknolojisine göre yenilemek zorundadır. Tüm dünyada dağıtım şebekelerinde dijitalleşme çalışmaları yapılırken, ülkemizde ise can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde geriye gidilmesi kabul edilemez. Dağıtım şirketleri elektrik enerjisini kaliteli, güvenli ve sürekli bir şekilde ulaştırılmasından sorumludur. Odamızın hesaplamalarına göre, 4 kişilik bir ailenin asgari yaşam standartlarını için aylık 230 kWh enerji tüketmesi öngörülmektedir. Bu tüketimin aylık faturası 1 Temmuz 2024 itibariyle 476.6 TL`dir. Ortalama faturanın yüzde 66`sı yani 314 TL`si dağıtım bedeli adı altından bu şirketlere aktarılmaktadır.
Son elektrik zamları ile birlikte bu kadar yüksek oranda kamu kaynağının dağıtım şirketlerine aktarılmasına rağmen, maliyeti düşük tutmak için sahada yeterli yatırımı yapmayan, yaşanan doğa olayları sonrasında da halkımızın can ve mal güvenliğini tehlikeye atan bu şirketlerin acilen idari ve mali yönden denetlenmesi gerektiğini düşündüğümü öncelikle belirtmek isterim.
Gökmen Hasançebi İzmir’de 12 Temmuz 2024 tarihinde yaşanan ve iki vatandaşımızın ölümüyle gerçekleşen olayla ilgili ise şunları dile getirdi; İzmir`de 12 Temmuz 2024 akşam saatlerinde etkisini gösteren şiddetli yağışlar sonrasında Alsancak Enver Dürdar Başar Soka’ta iki vatandaşımız, su birikintisinin içinden karşıdan karşıya geçmeye çalıştıkları sırada elektrik akımına kapılarak hayatlarını kaybetti biliyorsunuz.Öncelikle tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay’ın akınlarına ve dostlarına baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Olayın asıl nedenleri Savcılık soruşturması ve bilirkişi incelemeleri sonrası ortaya çıkacak olmasına rağmen, önlem alınmaması durumunda benzer faciaların her zaman kaçınılmaz olduğunu söyleyebiliriz.
İzmir’de iki kişinin hayatını kaybettiği elektrik faciası soruşturmasında ilk bilirkişi raporu ile flaş bir gelişme yaşanmış; Aralarında İZSU Eski Genel Müdürü ve Yeni Genel Müdürü ile GDZ Elektrik Genel Müdürünün de olduğu 11 kişi gözaltına alınmıştı. Göz altılarda meslektaşlarımızın Savcılığa sunduğu 84 sayfalık bilirkişi raporunun etkili olduğunu biliyoruz.
-Izgaraların hak edişinin ödenerek, ızgaraların servise açılması ancak olayın yaşandığı gün ızgaraların yağmur suyunu tahliye edemeyişi,
-Izgaraların rutin bakım ve temizliğinin olması gerektiği şekilde yapılmaması veya yeteri sıklıkla yapılmaması kanaatine varıldığı, zira rapora eklenen olay yeri inceleme fotoğraflarında konu ızgaraların ağzına kadar çamur atık yağmur suyu ve pislik ile dolu olmasından ötürü; ızgaralardan tahliye olamayarak, yola dolan yağmur sularının izolasyonu zedelenmiş akım dolu kablo ve ızgara ile teması sonucunda kaçak elektrik yüklü su birikintisi oluşarak, çok tehlikeli durumun yaratıldığı, riski çok yükselttiği, bu olayın gerçekleşmesini büyük oranda tetiklediği tespit, görüş ve kanaatlerine varıldığını bilirkişiler belirtmiştir.
“Rapora eklenen 1, 2, 3, 4 numaralı görüntülerde yağmur suyu ızgaralarının fotoğraflarının çekildiği saatte havanın yağışlı olmamasına ve yolun kurumaya yüz tutmaya başlamasına rağmen her üç ızgaranın içinde biriken suyu taliye edememiş ve içinin pislik ve çamur olduğu görülmüştür. Dolayısıyla her ne kadar yağmur suyu ızgaralarının geçici kabul ile teslim alınmış olmasa da;
“Henüz altı ay öncesinde yapılmış ve kanalizasyon hatlarına bağlı olan yağmur suyu ızgaralarının neden çalışmadığı ve yağmur yağdığında yolun su içerisinde kaldığı da yağmur suyu ızgaraları dışında ayrıca değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Izgaraların bağlı olduğu kanalizasyon hatlarının kesitleri bölge yükünü almakta olan evsel atık su ve ilave olarak hatlara yüklenen yağmur suyu deşarjı ile kesidin tam kapasiteye erişmesi durumu da söz konusu olabilir. Bu husus yönünden de bir ihmal, yatırım ve planlama eksikliği olduğu değerlendirilmiştir.
Anılan teknik gerekçelerle, İzsu Teşkilat Yönetmeliği’nden de anlaşıldığı üzere, kanalizasyon ve yağmur suyu alt yapı şebekelerinin bakım ve işletilmesinden, arıza ve onarımından, çok tehlikeli durumun oluşmasına sebebiyet veren, kontrolleri yapan, hakedişte imzası bulunan, İzsu Teşkilat Yönetmeliği de göz önünde bulundurularak en yukarıdan en aşağıya kadar sorumlu oldukları düşünülen kişiler gözaltına alınmıştır.
“Mazgal kapağı bitişiğinden geçirilen beyaz renkli drenaj borusunun kabloları kapağa doğru yükseltmesi ve bu arada kablo koruyucu borunun bu bölümde iptal edilmiş olması, İZSU uygulamalarının sonucudur. Bu durumun, kazanın asli nedenlerinden biri olduğu kanaatindeyiz. Kabloların 36-45 santimetre aralığındaki derinliğe gömülmüş olması, kazanın yaşanmış olmasının asli nedenlerinden bir diğeri olarak Gediz A.Ş’nin uygulamaları sonucu olduğu kanaatindeyiz. Sonuç olarak her iki kurumun ihmalleri olduğu kanaatine varılmaktadır.
Hasançebi; Orman Yangınları ve elektrik bağlantısı ile ilgili şunları söyledi;
Geçtiğimiz ay Diyarbakır ve Mardin illerini etkileyen yangında 15 yurttaşımız hayatını kaybetmişti. Çınar Cumhuriyet Başsavcılığı`nın ön raporunda yangının “elektrik kaynaklı” olduğu belirtilmiştir. Soruşturma devam etmektedir. Şebeke sorunlarının, aşırı sıcaklarda yangına, yağışlarda ise “elektrik kaçağına” neden olması normal kabul edilmemelidir. Özelleştirme sonrası dağıtım şirketlerindeki teknik yeterlilik büyük oranda azalmış, deneyimli kadrolar uzaklaştırılmış, maliyet düşürmek için hizmetlerin çoğu taşeron firmalara devredilmiştir.
Kaderine terk edilen elektrik şebekesinde teknik denetim eksiklikleri olduğuna vurgu yaparak, kamuoyunu uyarıyoruz. Kalıcı çözüm için üretimden, dağıtıma kadar tüm süreçleri yönetecek dikey entegre bir kamu tekeli yeniden kurulmalıdır. Geçiş sürecinde ise kamu kaynaklarının sonu belirsiz bir biçimde özel sektöre kaynak transfer edilmesi yerine kamulaştırma işlemlerini yürütecek Kamulaştırma İdaresi Başkanlığı kurulmalıdır.
Sonuç Olarak;
Arıza istatistiklerine bakıldığında kesintilerin büyük çoğunluğunun havai hatlardaki (%75) sebebi belirlenemeyen geçici arızalardan oluştuğunu biliyoruz.
Peki bu konuda önleyici hangi faaliyetler yapılmıyor?
Yüksek gerilimden enerji alan trafolu kullanıcıların; bu trafoların işletmesini takip eden elektrik mühendisi işletme sorumlularının bulunmaması, bu kadar çok kesintinin, bu kadar çok kazanın olmasının bize göre temel sebeplerindendir.
Bu müşterilerin arızaları kamuya ait TEDAŞ, TEİAŞ vb trafo ve hatlarına darbeler, zararlar verip, kamuya ait sistemlerdeki cihazların ömrünü, erken tüketmesine ve kamunun zarara uğramasına neden olurken, devletin yayımladığı Kuvvetli Akım Tesisler Yönetmeliği’ nde de bu sorumluların olması zorunlu tutulmuşken, bakımların takip edilmesi gerekirken, neden dağıtım şirketleri takip etmemektedir.
Senelik yapılan denetimlerde neden EPDK veya TEDAŞ tarafından bu durum sorgulanmamaktadır?
Göz göre göre özel hatlardan gelen arızalar diğer kullanıcıların enerji kesintisine maruz kalmasına neden olmakta, pek çok iş kazasına da davetiye çıkarmaktadır.
Özel trafolu büyük güçlü müşterilerde işletme sorumluluğu kavramı, uygulamada aksaklıklar olmasına rağmen devam ettirilmeye çalışılsa da, dağıtım şirketlerinin kendi kendilerini bu mevzuatların uygulayıcısı ve denetleyicisi olmaktan çıkarması ve tüm sorumluluğu şirketlerin başındakilerin bir elin parmaklarını geçmeyen genç mühendislere zimmetlemiş olması, temel yanlışlardır. Elektrik Dağıtım tarafı kontrolsüz, işletme açısından da takipsiz kalmaktadır. Düşünün ki biz bir mühendise kamusal bir kuruluş olarak 30 müşteriden fazlasının sorumluluğunu adırmazken, dağıtım şirketlerinde bir mühendise 1000’ e yakın trafonun sorumluluğu zimmeti verilmektedir. Sizce bu durumda iyileşme mümkün mü?
AG kablolarının izolasyon ölçümü, ağızlara sakız olmuş işletme topraklaması ölçümünden çok daha önemlidir.
Enerjideki temel sorunları ise aşağıdaki belirtilenler ışığında özetleyebiliriz.
*Personel eksikleri,
*Bu işin ehli olmayan insanların önemli görevlere getirilmesi,
*Denetim eksikleri,
*Denetim yetkisinin Tedaş’ ta olmasına rağmen bunu yerine getirmede eksiklikler yaşaması,
*Genç, deneyimsiz, mühendis arkadaşlarımızın asgari ücretler seviyesinde çalıştırılması,
*Bu genç arkadaşlarımıza yeterli oryantasyon, eğitim vb verilmeden, pek çok sorumluluğun omuzlarına bindirilmesi,
*Ülkemiz elektrik mevzuatındaki hepimizin farkında olduğu bir takım eksikliklerin tartışılmaya ve yeniden düzenlemeye ihtiyacı olduğu. Örneğin zırhlı kablolara geçilmesi
*Son zamanlarda sürekli konuştuğumuz iklim değişikliği meselelerinde önce yeterli olan lakin şimdilerde artık yetersiz gözüken süreçlerin olduğu.
*Aşırı yağışlar, aşırı sıcaklar sebebiyle de zorlanmaya maruz kalan şebeke elemanlarının kontrol periyotlarının artırılması,
*Elektrik panolarının, direklerin; metal tiplerden cam elyaf takviyeli polyestere değişmesi, (mevzuat değişikliği gerektiği açık)
*Kurumlar arası koordinasyonsuzlukların acilen çözüme kavuşturulması.
*Mevzuatı denetleyecek mekanizmanın kendiliğinden ortadan kalkması veya bunları taşeronlar kanalıyla yerine getirme, Şirketlerde gerekli aksiyonların alınmaması