İngiltere’de bulunan Grenfell Kulesi’ndeki yangın gibi yakın zamanda gerçekleşen trajediler, yangın güvenliği söz konusu olduğunda Birleşik Krallık’ın bir lider olarak görülüp görülmemesi hususunda kuşku uyandırmıştır.
Yılmaz Özcan, Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü
Bütün eleştirilere rağmen, Birleşik Krallık yangın trajedileri konusunda yalnız değildir. Avrupa Yangın Güvenliği Kurumu (FSE) istatistiklerine göre, Avrupa’da her yıl 400 kişi yangın nedeniyle can vermekte ve günde yaklaşık 200 kişi ciddi yaralanmalar nedeniyle hastaneye kaldırılmaktadır.
En büyük yangınların sebebi değişkenlik göstermekle beraber, İç İşleri Bakanlığı istatistiklerine göre tüm vakaların % 48’ini oluşturan ve konutlarda kazayla ortaya çıkan yangınlar ile ölümcül olmayan yaralanmaların yaşandığı yangınlarda yangını başlatan en büyük etmen, arızalı gereçler olarak görülmektedir.
Önemli bir mesele olmasına rağmen, yangınla ilgili vakalar yalnızca evlerle sınırlı değildir. Ticari binalar olarak da nitelenen ikamet amacı taşımayan binalar da risk altındadır. Konutlarda olduğu gibi, ticari binalardaki yangınların çoğu da elektrik arızalarının sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Avrupa Yangın Güvenliği Kurumu’na göre, ticari binalardaki yangınların % 25’inden fazlasının sebebi elektrik arızalarıdır ve genel olarak en büyük riski perakende ve gıda hizmetleri endüstrilerindeki ticari işyerleri taşımaktadır.
İnsan hayatına yönelik böyle önemli bir tehdit karşısında, yangın güvenliğini ticari binalarda ve işyerlerinde öncelik haline getirmek için ne gibi adımlar atılabilir?
İş Yerinin Güvenliği için Sorumluluk Almak
Ark hatası algılama cihazlarının, yangın ortaya çıkmadan önceden hataları tespit ve izole etme özelliği mevcuttur. Bu cihazlar ark hatasını gösterebilen özel frekanslarda devreyi dijital olarak izleme prensibiyle çalışmakta ve ark hatası algılama, aşırı akım ve toprak kaçak akım koruması gibi fonksiyonları tek bir cihazda bir araya getirerek, evlerde ve binalarda kritik korumaları bir arada sunarak, konut ve ticari bina sakinleri için maksimum güvenliği sağlamaktadır. Yangın güvenliği konusundaki tutumun sistematik olarak değiştirilmeli. Bu değişiklikle sadece işyeri güvenliğini artmakla kalmayacak, bu sürece dahil olan herkesin evine de yansıyacak şekilde iş ortamının ötesine geçecek ve sonuç olarak daha güvenli bir ticari ve ikamet ortamını sağlanacaktır.
Pek çok paydaşın üzerinde olan güvenli bir iş yeri sağlama sorumluluğu, bina sahiplerini ve operatörleri dahi kapsamaktadır. Pek çok durumda, yeterli ve uygun yangın güvenliği tedbirlerinin bulunduğundan emin olmak için yangın güvenliği risk değerlendirmesini yapma yükümlülüğü de onlara aittir.
Bu konudaki sorun ise bina sahiplerinin, yöneticilerinin ve operatörlerinin sıklıkla bina içinde olmamasıdır. Hal böyleyken, iş yeri güvenliği söz konusu olduğunda, yalnızca tesis içinde bulunan işveren ve çalışanların sorumluluk alması mantıklıdır. Ancak sorumluluk atamak bir gecede gerçekleşecek bir iş değildir; bunu yapmak zaman almakta ve gerçekten değişim oluşturmak için yukarıdan aşağıya tüm kademelere etki etmekle mümkün olmaktadır.
Üst Yöneticilerin Kültürel Değişimi
Yöneticiler üç aylık kazançlar ve sürdürülebilirlik veya kapsayıcılık ve çeşitlilik gibi toplantı odasında konuşulan diğer konularla birlikte işyeri güvenliğini bir öncelik olarak görmelidir. Ancak işyeri güvenliğini en kötü durum senaryosu planında kullanmak yerine, yöneticilerin bu konuda proaktif olarak plan yapmaları, bilgilerini paylaşmaları ve bunların haricinde neler yapılabileceğini düşünmeleri gerekmektedir; çünkü yangın güvenliği hususunda bir konuşma kültürü yaratmak, sadece akıllı bir iş kararı değil, aynı zamanda bir ölüm kalım meselesidir.
Bunun bir parçası olarak, görevliler AFDD+ veya adaptif tahliye teknolojileri gibi yangın güvenliği teknolojilerindeki en yeni ve en büyük inovasyonlar hakkında konuşmak adına düzenli olarak yönetim kurulu toplantıları düzenlemelilerdir. Önleyici çözümler hususunda yüksek seviyede farkındalık ve sıklıkla yapılan konuşmalar, işverenin toplum içindeki itibarını artırmakla kalmayacak, işyerlerini de genel anlamda standart kabul edilen iş yeri güvenliği seviyesinin üzerine taşıyacaktır. Can kaybının önlenmesi nihai hedefken, üst yöneticilerin işyeri güvenliğine öncelik vermeleri işle ilgili önemli bir karardır.
Çünkü bu gerçekleşmezse, FSE’nin tahminlerine göre yangınlar nedeniyle yılda 126 milyon €, diğer bir deyişle Avrupa gayrisafi iç hasılatının % 1’i tutarında bir kayıp yaşanmaya devam edecektir. Şu anda gerekli olan, iş yerinde en üst seviyeden en alt seviyeye bu bilincin ulaşmasını sağlayacak bir değişikliktir.