İş Ekipmanları Periyodik Kontrolünde Mühendis Yetkisi Yok Sayılamaz

EMO, İş Ekipmanlarının Periyodik Kontrollerini Yapmaya Yetkili Kişilerin Kayıt ve Eğitimlerine İlişkin Tebliğ’de mühendislerin aldıkları eğitim ve mesleki bilgilerinin yok sayılmasına karşı yargı yoluna başvurdu. Konuya ilişkin basın açıklaması yapan EMO, mühendislere ilişkin yasalara aykırı olan ve Anayasa’daki çalışma özgürlüğünü kısıtlayıcı içeriğe sahip olan bu tebliğin uygulamadan kaldırılmasını istedi.

İŞ EKİPMANLARI KONTROLÜNDE MÜHENDİS YETKİSİ YOK SAYILAMAZ!

İş Ekipmanlarının Periyodik Kontrollerini Yapmaya Yetkili Kişilerin Kayıt ve Eğitimlerine İlişkin Tebliğ`de mühendislerin aldıkları eğitim ve mesleki bilgileri yok sayılmaktadır. Mühendislere ilişkin yasalara aykırı olan ve Anayasa`daki çalışma özgürlüğünü kısıtlayıcı içeriğe sahip olan bu tebliğin uygulamadan kaldırılması gerekmektedir. Bu tebliğ ile bir firmada ücretli çalışanlara iş ekipmanlarının kontrolünü yapma yolunun açılması, bağımsızlık ve güvenilirliği zedeleyici olup; bu çalışanların işverenin isteği doğrultusunda rapor hazırlamaya zorlanmasına yol açacaktır. Bu nedenlerle Elektrik Mühendisleri Odası tebliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay`a başvurmuştur.

Öncelikle konuya ilişkin çıkarılan yönetmelikle mühendislerin yanında “teknik öğretmen, tekniker ve yüksek teknikerler” de periyodik kontrol yapabilecek meslek grupları olarak sayılmışlardır. 1 Ekim 2017 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanan tebliğde, aldıkları eğitim ve mesleki farklılık gözetilmeksizin periyodik kontrol yapacak kişilerin aynı eğitimi alması ve aynı sınava tabi tutulması öngörülmüş, ayrıca eğitim verecek kamu kurum ve kuruluşlarına da Personel Belgelendirme Kuruluşu (PBK) olup en az 5 yıl akredite olmuş olma zorunluluğu getirilmiştir.

3795 sayılı Bazı Lise, Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi Hakkında Kanun`a göre “lise üstü 2 yıl süreli yüksek teknik öğretim görenlere ‘tekniker`, lise üstü 3 yıl süreli yüksek teknik öğretim görenlere yüksek tekniker” unvanı verilmekte; oysa mühendisler 4 yıllık eğitim sonrasında mesleki unvanlarını almaktadırlar. Zaten aldıkları eğitimin içeriği ve buna bağlı olarak sahip olabildikleri unvan da farklıdır. Yine 5544 sayılı Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu ile teknik ve mesleki alanlarda yeterliliklerin belirlenmesi, belgelendirme ve sertifikalandırmayla ilgili kurallar düzenleme altına alırken, mühendisler bu kanun dışında olup mühendislik mesleğine giriş kuralları 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun ile saptanmıştır.

Tebliğ ile getirilen eğitim ve sınav koşulu mühendislerin zaten mesleki alanı içerisinde yer alan faaliyetleri yürütmesini engelleyici bir içerik oluşturmaktadır. Kaldı ki mühendislerin mesleki unvanlarını kazandıktan sonra alacakları eğitimler ancak meslek içi eğitim kapsamında olup; üye oldukları meslek örgütlerinden bu eğitimleri zaten alabilmektedirler. Mühendis unvanı kazananların mesleki yetkilerini kullanma hakları da 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu ile güvence altına alınmıştır.

EMO`nun dava dilekçesinde tüm bu yasal düzenlemeler kapsamında mühendislerin hak ve yetkileri ortaya konularak, mühendislerin mesleki faaliyetlerini yürütebilmeleri için dava konusu edilmiş yönetmelik ve tebliğ ile yasal mevzuat dışında herhangi bir belge aranması ve ilave eğitim şartı getirilemeyeceği vurgulanmıştır. Ayrıca söz konusu eğitim ve sınava ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`nın yasalarla belirlenmiş görev ve yetkisinin olmadığı belirtilerek, meslek içi eğitim niteliği dışında mesleğin yapılmasının önkoşulu olarak meslek içi eğitim verme görevi bile olmayan kurum ve kuruluşların eğitim vermelerine yönelik düzenlemenin hukuka ve kamu yararına aykırılığı vurgulanmıştır.

Dilekçede, Bakanlığa bağlı İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü`nün mühendislere eğitim verecek kuruluş olarak belirlenmesi; diğer eğitim verecek kurum ve kuruluşların bakanlık tarafından belirlenecek olması; Enstitü ve üniversiteler dışındaki kurum ve kuruluşlara en az 5 yıllık PBK olma koşulu getirilmesinin de hukuka aykırılığı anlatılmıştır.
Tebliğde yer alan özel işyerleri bünyesinde hizmet akdi ile çalışanların, çalıştıkları işyerinde ve aynı işverene ait olan şirketler grubu bünyesindeki diğer işyerlerinde periyodik kontrol gerçekleştirebilmelerini sağlayan düzenlemeye de itiraz edilerek, kontrol yapan kişinin kendi faaliyetlerini kontrol etmesi ya da işverenin isteği doğrultusunda rapor düzenlemek zorunda kalması riskine dikkat çekilmiştir. Dilekçede, özellikle periyodik kontrolleri gerçekleştiren kişilerin, öğeleri tasarlayan, üreten, tedarik eden, kurulumunu yapan, satın alan, sahibi, kullanıcısı veya bakımını yapanlar olamayacağı vurgulanmıştır.

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
8 Aralık 2017