Günümüz koşullarında enerjimizin kesintiye uğramasına hiçbirimizin tahammülü yok… Hele de sağlık, finans, telekomünikasyon, gıda gibi sektörlerde enerjinin sürekliliği daha da önemli hale geliyor. Kesintisiz ve güvenilir enerjinin sigortası jeneratörler bu noktada devreye girerek yaşam konforumuzun sürekliliğini sağlıyor. Tüketicilerin kalite beklentisinin artması ve yaşam konforunun devamı için kesintisiz enerjiye duyulan ihtiyaç jeneratör pazarının büyümesini destekliyor. Ekonomideki yavaşlamanın etkisiyle geçtiğimiz yıl yüzde 3,2 küçülen ve 352 milyon dolar olan jeneratör pazarında toparlanma başladı. İnşaat ve altyapı projelerinin yanı sıra sağlık sektöründeki yatırımların etkisiyle 2017 yılında sektörün yeniden büyüme trendine girmesi bekleniyor.
Türkiye, jeneratör üretiminde Doğu Avrupa, Ortadoğu, Rusya ve Türki Cumhuriyetleri kapsayan bölgenin en büyükleri arasında yer alıyor. Geçtiğimiz yıl ekonomideki yavaşlamadan olumsuz etkilenen jeneratör pazarı yılı 352 milyon dolarla kapatsa da 2017 yılında toparlanmanın sinyalleri alınan sektörün yeniden büyümeye başlaması ve yüzde 1,6 artışla 358 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Frost&Sullivan tarafından hazırlanan ve Türkiye jeneratör pazarının 2017-2021 yıllarına ilişkin büyüme projeksiyonlarını ortaya koyan rapora göre Türkiye jeneratör pazarının büyüklüğünün 2021 yılında 406,2 milyon dolara yükselmesi öngörülüyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde jeneratör pazarının yıllık ortalama yüzde 3 büyüyeceği tahmin ediliyor.
Kamu ve özel sektör tarafından yapılan inşaat ve altyapı projelerinin yanı sıra Sağlık Bakanlığı’nın hastane yatırımları ve Yangın Yönetmeliği’ne göre 51,5 metrenin üzerindeki binalarda jeneratörün zorunlu olması önümüzdeki yıllarda büyümeyi tetikleyecek başlıca nedenler arasında gösteriliyor. Yeni yollar, metro hatları, tüneller gibi altyapı projeleri yanında şehir hastaneleri ve üniversiteler gibi projeler pazarı hareketlendirecek. Sağlık Bakanlığı’nın 2018 yılı sonuna kadar tamamlanması hedeflenen hastane projeleri de jeneratör sektörü açısından önemli bir fırsat yaratıyor. Hastanelerin kesintisiz, kaliteli ve güvenli enerji ihtiyacı jeneratörleri bu alanda vazgeçilmez hale getiriyor.
Rekabetin yüksek olduğu yurtdışı pazarlarda da başarılı bir performans sergileyen Türk jeneratör üreticileri 120’nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyor. Ortadoğu ve Afrika pazarına coğrafi yakınlığı Türkiye’yi jeneratör ihracatında avantajlı bir konuma yükseltiyor. Türkiye bölgenin en büyük jeneratör ihracatçıları arasında yer alıyor. 2015 yılında Türkiye’nin jeneratör ihracatı 225,8 milyon Euro olurken başlıca ihracat pazarları; Irak, Türkmenistan, Cezayir, Libya, Azerbaycan, Romanya, Rusya, Kazakistan ve Gürcistan olarak sıralandı.
2016 yılının jeneratör sektörü açısından kolay bir yıl olmadığını belirten Teksan Jeneratör Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler, 2017’de pazarın toparlanmaya başladığını ve önümüzdeki yıllara ilişkin büyüme beklentilerinin olumlu olduğunu dile getirdi. Geçmiş yıllara kıyasla yavaşlama olsa da kamu ve özel sektör eliyle yapılan inşaat projelerinin jeneratör pazarını büyüteceğinin altını çizen Başeğmezler, “Yaşamın kesintisiz devam etmesi bakımından jeneratörler önemli bir rol üstleniyor. Şebeke elektriğinin olmadığı yerlerde ise ana enerji kaynağı olarak yine jeneratörler devreye giriyor. Türkiye’de satılan jeneratörlerin yüzde 96’sı elektrik kesintileri ve acil durumlarda devreye girmek üzere hazır bekleyen jeneratör setlerinden oluşuyor. Geri kalan yüzde 4’lük bölüm ise inşaat, maden ve petrol sahaları, mobil hastaneler gibi şebeke elektriğinin olmadığı alanlarda kullanılıyor. 2016 yılında yüzde 3,2 küçülen jeneratör pazarında büyüme sinyalleri gelmeye başladı. Her ne kadar yurtdışı pazarlarda da bir takım sorunlar olmasına rağmen ihracatta güçlü olan şirketler ayakta durmakta zorlanmıyor. 2017 yılından itibaren geçmiş yıllara oranla yavaş kalsa bile pazarın büyüyeceğini öngörüyoruz. Büyüme inşaat ve altyapı projeleri ile sağlık sektöründen gelecek” diye konuştu.
Rekabet avantajı kazanmada yenilikçi ürünler ve Ar-Ge’nin daha fazla önem kazandığının altını çizen Burak Başeğmezler, Ar-Ge yatırımları ve özel projeler geliştirmedeki deneyimleri sayesinde bu dönemde gerek iç pazar gerekse satışlarının önemli bir kısmını oluşturan ihracatta iyi bir performans sergilediklerini ve sektördeki küçülmeden etkilenmediklerini ifade etti.